Karina, Ayvalık’ın zeytinlikleri arasında, üç yazdır aynı sofrada buluşan bir fikir.

Doğayla iç içe, üretimle yan yana, lezzetle sade.

Yaklaşık on yıl önce İstanbul’dan Ayvalık’a taşınan Özge ve Sinan Sabuncu çifti, burada yalnızca yaşamak değil, üretmek, paylaşmak ve dönüştürmek için yeni bir düzen kurdu.

Sinan Sabuncu, Şişli Terakki’de başladığı eğitim hayatına Eresin Otelcilik Lisesi ve ardından Boğaziçi Üniversitesi ile devam etti. Çalışma hayatına Çırağan Palace Kempinski’de başladı, ardından Pera’daki butik otellerde yöneticilik yaptı. Ayvalık’a taşındıktan sonra profesyonel mutfak eğitimi aldı. Mutfakta olmak onun için bir meslek değil, çocukluktan beri gelen bir içgüdü; yemek yapmak, üretmek ve paylaşmak Karina’nın mutfağını da şekillendiren tutkusu oldu.

Özge Sabuncu, Kültür ve Sanat Yönetimi lisansının ardından iletişim alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. Kariyerine Betül Mardin’in yanında başladı. Yıllar boyunca müze ve sergi projeleri geliştiren mimarlık ofislerinde; içerik, deneyim tasarımı ve anlatı kurgusu alanlarında çalıştı.

Denize, doğaya, zeytine ve üretmeye duyduğu bağlılık zamanla yeni bir yaşam biçimine dönüştü. Aynı zamanda WSET sertifikalı bir sommelier adayı; eğitimlerinin ilk iki seviyesini tamamladı, son aşamayı da bitirmeyi hedefliyor.

Özge ve Sinan, yeni kültürleri ve mutfakları keşfetmeyi, gezerek ve deneyimleyerek beslenmeyi yaratıcı süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor.

Soframızdaki her tabak, bu zeytinlikten ve bostanımızdan, tanıdığımız yerel bir üreticiden ya da sabah erkenden Kuzey Ege pazarlarından özenle seçilen ürünlerle yaratılıyor.

Bizim için her tabakta sadece lezzet değil; mevsim, emek, sabır ve doğaya duyduğumuz saygı da var.

Karina bizim için sadece bir restoran değil, başka türlü bir yaşamın mümkün olduğuna olan inancımız.